20 Ekim 2009 Salı

Kedi Tırmığı Hastalığı (Cat Scratch Disease)

Hastalık gram(-) bir basilin neden olduğu zoonoz karekterli enfeksiyöz bir hastalıktır. İnsanlarda çoğunlukla iyi huylu olan, sınırlı lenfadenopati ile karekterize olan hastalık çocuklarda yaygın olarak görülür ve sadece kedi tırmalamasıyla değil, kedi veya köpek ile temasdan sonra da görülebilir. Ancak kedi tırmalamasından sonra görülme oranı daha yüksek olduğundan kediler enfeksiyon kaynağı olarak tanınmaktadır.Hastalığın nedeni nedir?Hastalığın etkeni konusunda değişik fikirler savunulmasına karşın Cat scratch disease geçiren hastalarda son zamanlarda Bartonella henselae ve Bartonella quinata adlı bakteriler hastalığın sebebi olarak teşhis edilmiştir.Hastalığın gelişimi nasıldır?Hastalık subakut bir hastalıktır. Bulaşmadan sonra yaklaşık 2 hafta içinde papül şeklinde lezyon şekillenir. Özellikle baş ve boyun çevresindeki lenf yumrularında gelişen bölgesel lenfadenitis söz konusudur. Genellikle iyi huylu olan bu lenfadenopatiler yaklaşık olarak 1-2 ay süreyle varlığını sürdürdükten sonra sekunder bir etken yoksa kendiliğinden iyileşme sürecine girer ve bir kaç ay sonra etkinliğini kaybeder. Ancak AIDS hastalığının söz konusu olduğu durumlarda tedavi yapılmazsa hastalık daima kötüye doğru gelişir ve hayati tehlike oluşabilir.

Kedilerde Karaciğer Hastalıklarına Genel Bakış

Tüm hayvanlarda ve insanlarda olduğu gibi, kedilerde de vücut için vazgeçilmez işlevleri nedeniyle dikkatle korunması gereken en önemli organlardan birisi karaciğerdir. Karaciğer, Kandaki kimyasal maddelerin seviyesinin ayarlanması, Kan plazması için gerekli proteinlerin üretilmesi, Enerji ihtiyacının karşılanmasında kullanılan glikojenin depolanması, Vücutta metabolik fonksiyonlar sonucu oluşan artık maddelerin böbrekler aracılığı ile atılması, Kanın toksinlerinden arınması ( kanın temizlenmesi ) ve amino asit miktarının ayarlanması gibi pek çok temel fonksiyonun gerçekleştiği organdır. Vücutta katıldığı metabolik faaliyetlerin çok fazla oluşu, çoğu zaman karaciğer hastalıklarının kesin tanısının konulmasını geciktirmektedir. Bir çok vakada karaciğerin yaklaşık % 70'i hasara uğradıktan sonra spesifik belirtiler izlenebilir. Yapılan kan tahlilleride her zaman kesin bir teşhis için yeterli değildir. Karaciğer hastalıkları özellikle yaşlı kedilerde sıklıkla görülür. Karaciğersiz bir hayat düşünülemeyeceğinden korunması büyük önem taşıyan bu hayati organın hastalıklarına bağlı olarak ayrıca konjestif kalp yetmezliği ve hyperthyroidism gibi metabolik hastalıklarda şekillenebilir. Bu da karaciğerin korunmasının önemini bir kat daha artırmaktadır. Karaciğer hastalıklarına neden olan faktörlerKaraciğerde hasara neden olan parazitler karaciğer hastalıklarının oluşmasında büyük pay sahibidirler. Özellikle Askaritler ve Toxoplasmalar karaciğerde ciddi hasarlara neden olabilir. Karaciğer üzerinde gelişen tümörler, apseler ve kistik oluşumlarda karaciğerin fonksiyonlarının bozulmasına neden olan etkenlerdendir. Hepatik nekroz kedilerde oldukca sıklıkla görülmektedir. Kedilerde çok yaygın olarak görülen böbrek hastalıkları da hepatik nekrozun şekillenmesini artırmaktadır. Hepatik yetmezlik bulunan hastalarda kullanılan ilaçlar da ( bazı antibiyotikler, antikonvulsanlar, analjezikler gibi) karaciğer hastalıklarının şekillenmesine özellikle de hepatik nekroz oluşumuna yol açmaktadır. Ayrıca, Diabetes Mellitus ve Cushing sendromu, Peritonitis, Leukemia gibi metabolik, viral ve bakteriyel hastalıklarda karaciğer bozukluklarına neden olabilir. Genellikle kilolu ve orta yaştaki kedilerde yaygın olarak görülen "hepatic lipidosis " ( Idiopathic Hepatic Lipidosis ), safra kesesi ve safra taşı problemleri, toksik etkenler, beslenme yetersizliği, aşırı stres gibi nedenler de karaciğerde hasara neden olabilir.Karaciğer hastalıklarının genel belirtileri İştahsızlık Karın bölgesinde şişkinlik ve gerginlik Sarılık Depresyon İshal Kilo kaybı Kusma Epilepsi (sara) Uyuşukluk ve halsizlik Agresiflilik Bazı durumlarda karın bölgesinin su toplayıp şişmesi. ( Hydrops ) Karaciğer hastalığının türüne bağlı olarak yukarıda sayılan semptomların bir veya bir kaçını birden görmek mümkündür. Ancak yazının giriş bölümünde de belirtildiği gibi bu bulgular çok spesifik değildir ve varlıkları kesin bir karaciğer hastalığı teşhisi koymak için yeterli değildir. Semptomlar içinde sarılık en belirgin olanlardan biridir. Kandan uzun süre atılamayan birikmiş toksinler ( safra ) sarı bir mukus tabakası oluşturur ve gözün beyaz kısımları ve mukozalar sarı görünür. Aynı zamanda kulak içleri ve diş etleri de sarımsı bir renktedir. İdrar sarı hatta turuncuya yakın bir renkte olabilir. Lipidosis, hassas kedilerde iştahsızlığa, günlerce hatta haftalarca çok az yemek yemeye neden olur. Lipidosis' in neden olduğu bu iştahsızlığın nedeni bugün bile tam olarak açıklanamamıştır. Bu iştahsızlık krizleri konstipasyon ( peklik ), titremeler, su kaybı buna bağlı olarak da dehidrasyon ve halsizliğe neden olur. Kedi tüm gün yatmak ister, çevreye ilgisizdir ve hareketleri isteksizdir. Karaciğer hastalıklarında beyin ve merkezi sinir sisteminde de bazı hasarlar ortaya çıkabilir. Böyle bir hasarın söz konusu olduğu durumlarda çoğu kedi sadece iştahsızlık, kilo kaybı, depresyon ve arasıra kusma gibi genel rahatsızlıklar gösterir. Bu gibi durumlarda hastalığın kesin teşhisi için ultrason, röntgen ve kan tahlili gibi laboratuvar testleri gereklidir. Bazı karaciğer hastalıkları hızlı soluk alıp verme, burun konjesyonu ve yemek yerken acı veren ağız ülserine neden olabilir. Bu tür belirtiler çoğunlukla viral etkenlerin neden olduğu durumlarda söz konusudur. Safra kesesi problemleri de karaciğer rahatsızlıklarına neden olan etkenlerdendir. Safra taşları kedilerde sık sık görülür ve genelde başka bir operasyon sırasında veya ultrason kontrolları sırasında tesadüfen ortaya çıkar. İştahsızlığın yanında su ve kilo kaybı da gözlenir. Safra taşlarının oluşması sarılık ile birlikte görülebileceği gibi tamamen bağımsız olarakta gelişebilir. Karaciğer hastalığının tedavisiKaraciğer hastalığının teşhisi zor olduğu kadar tedaviside oldukça zahmetlidir. Özellikle de bazı hepatit türleri oldukca şiddetli seyreder ve kısa sürede ilerler. Başlangıç olarak yapılabilecek tek tedavi serum, antibiyotik ve vitamin uygulamalarıdır. Bunun yanı sıra yapılacak özel diyet uygulamaları da tedavinin vazgeçilmez bir parçasıdır. Bu tedavi ile kedinizin tekrar eski haline dönmesi ( karaciğerin hasar derecesine de bağlı olarak ) yaklaşık 3-6 hafta alabilir. Eğer kedi yaşça küçükse uygulanan dietin protein yönünden desteklenmesi gerekebilir. Ancak hepatic encephalopathy belirtisi görüldüğünde diyetin konsantrasyonu bu durum gözetilerek hazırlanmalıdır.

Persian Irkı Kedilerde Dişlerde Kapanış Bozukluğu

Özellikle brachiocephalic ırklar olarak bilinen Persian ırkı kedilerde küçük bir baş, kısa ve düz bir burun şeklinden kaynaklananan bu ortodontik (Dental-Sceletal Malocculition) sorun büyük oranda genetik yapıyla ilgilidir. Ancak, dişlerde ve çene kemiklerinde görülen gelişim bozuklukları da önemli bir faktördür.Dişlerin boyut ve diziliş olarak anormal bir yapıda olması yanında çene yapısındaki orantısız gelişime bağlı olarakta şekillenebilen bu bozukluk alt çene veya üst çenedeki dişlerde görülebilir. Dişlerle ilgili olduğunda dental, çene yapısı ile ilgili olduğunda sceletal malocculation olarak adlandırılmaktadır. Özellikle incisiv dişler ve canin dişlerde görülen orantısız uzunluk veya düzensiz diş dizilimi nedeniyle oluşan kapanış bozukluğu ( dental malocculation ) gelişme döneminde görülen düzensizliklerden kaynaklanmaktadır. Örneğin süt dişlerinin geç veya erken dökülmesi çarpık diş diziliminin temel nedenidir. Alt çenenin uzun olması nedeniyle şekillenen kapanış bozuklukları ise genetik nedenlerden ( brachiocephalic kafa yapısı ) kaynaklanmaktadır.Kapanış bozuklukları fiziksel olarak rahatsızlık vermesede pek çok sorunu beraberinde getirebilir. Çiğneme ve yutkunma güçlüğü yanında sindirim sistemi ile ilgili sorunlar yaşanmasına da neden olabilen kapanış bozuklukları ileri boyutlarda olduğunda besinlerin kavranamaması gibi bir soruna da neden olabilir. Özellikle çene yapısından kaynaklanan bozuklukların genetik olarak görüldüğü Persianlar, yiyeceklerini dilleri ile kavrayarak alırlar.Dişlerde görülen çarpık dizilim, iki sıralı diş gibi şekilsel bozukluklar ve çiğneme güçlüğü yanında tartar oluşumunu kolaylaştıran bir faktördür. Bu durum ağız sağlığı yönünden büyük önem taşımaktadır. Tartara bağlı olarak gözlenebilecek diş eti çekilmesi, gingivitis, diş çürükleri ve diş kayıpları dolaylı olsada ağız yapısındaki bozukluğa bağlı olarak sık sık karşılaşılan sorunlardır.Persianlarda genetik yapıyla ilgili olarak şekillenen çene ile ilgili hafif kapanış bozukluklarında herhangi bir tedavi uygulanmaz. Ancak ileri boyutlarda bir kapanış bozukluğu söz konusu ise cerrahi müdahale çözüm olabilir. Dişlerdeki şekilsel kapanış bozukluklarında tedavi büyük oranda koruyucu amaçlıdır. Özellikle gelişme döneminde düzenli ağız kontrolü yapılarak dökülmeyen dişlerin alınması, erken dökülen dişlerin yerini diğer dişlerin doldurmaması için diş sabitlenmesi gibi basit önlemler ile anormal gelişim önlenebilir.

Kedilerde Tüy Dökülmesi

Kedilerde pek çok nedene bağlı olarak görülen ve tüm pet sahiplerinin ortak şikayeti olan tüy dökülmeleri en yaygın problemlerden biridir. Allopecia yani tüy dökülmesi, sözlük anlamı ile vücudun genel veya bölgesel olarak tüysüz kalmasıdır. Doğmasal veya edinsel (bir etkene bağlı) olarak şekillenebilir. Doğal olarak her kılın bir ömrü vardır ve bu süre sonunda tüyler canlılığını yitirir ve dökülür. Dökülen bu ölü tüylerin yerine yenisi çıkar. Genellikle yılda iki kez özellikle bahar aylarında görülen aşırı tüy dökülmeleri kimi zaman tüm yıl boyunca sürebilir. Ancak normal sayılan bu dökülmeleri patolojik tüy dökülmelerinden ayırt etmek gerekir. Bu amaçla bir veteriner hekimin klinik muayene veya mikroskobik bakı ile dökülen tüylerin yapısını kontrol etmesi faydalıdır. Normal olarak ölü tüyler mat, kabarık ve cansızdır ayrıca elle çekildiğinde kolayca yerinden çıkar. Bazen öbek öbek olan bu kıl dökülmesine karşın deride her hangi bir lezyon ve tüylerde açılma yoktur. Bu tüyün mikroskobik bakısında ise kılın kök ve gövde yapısı düzgün olarak tespit edilir.Kedilerde özellikle kulak ile göz arasındaki bölgede tüylerin dökülerek seyrek bir hal alması sık görülen bir durumdur ve normal kabul edilir. Genellikle kısa tüylü kedilerde sıklıkla kulak kepçeside dahil olmak üzere çevresinde geniş bir alanda tüy dökülmesi söz konusudur ve deride herhangi bir lezyon yoktur. Tüy dökülmesi genellikle her iki kulak bölgesinde olur. Siyam ırkı kedilerde sık karşılaşılan kaşıntısız tüy dökülmesi ile karakterize olan bu dökülmelerin herhangi bir tedavisi yoktur. Bir süre sonra tüyler kendiliğinden çıkar ancak periyodik olarak tüy dökülmelerinde nüksler görülür.Özellikle, ince alt tüyler ve üst tüylerden oluşan çift katmanlı tüy tabakası olan ırklarda ve uzun, sık tüylü ırklarda görülen tüy dökülmeleri yıl boyunca sürekli görülebilir. Düzenli olarak yapılan günlük fırçalamalar ile ölü tüylerin alınması dışında hemen hemen yapılabilecek bir şey yok gibidir.Kedilerde normal olarak kabul edilen bu tüy dökülmelerinin dışında ayrıca doğmasal olarak kılsız ırk olan Sphinx kedilerindeki kılsızlık da normaldir. Doğmasal olarak kılsızlığın diğer bir sebebi ise anomali olarak görülen kıl folliküllerinin yetersizliği veya yokluğudur. Doğmasal hipotrikozis olarak adlandırılan bu anomaliye yatkın ırklar Birman, Burmese, Devon Rex ve Siyam ırklarıdır. Ancak sık şekillenen bir durum değildir. Abyssinian ırkı kedilerde de genetik bir anomali olarak özellikle bıyık bölgesindeki tüylerde görülen tüyün yapısal bozukluğundan kaynaklanan kırılma ve tüy dökülmeleri görülebilir. Benzer bir durum da Cornish Rex ırkı kedilerde genetik folliküler displazi şeklinde görülebilmektedir.Paraziterler, mantarlar, endokrin sistem bozuklukları, otoimmun sistem bozuklukları, stres, travmalar, beslenme bozuklukları, dermatitisler ve allerji gibi pek çok nedenle patolojik tüy dökülmeleri görülebilir.Tüm bu etkenlere bağlı olarak görülen tüy dökülmesi bu hastalıkların ortak belirtisi olmasına karşın, dökülmenin bölgesine, yaygın veya lokal oluşuna, kaşıntının olup olmamasına, deride lezyonların varlığına ve tüylerin tekrar çıkışına kadar pek çok fark vardır. Bu farklar hastalıkların ayrıcı tanısının yapılmasında büyük önem taşır.İleri derecede deri hasarına ve tüy dökülmesine neden olabilen otodectes, demodex, notoedres ve sarcoptes türü uyuz etkenleri tarafından oluşturulan deri hastalıklarında karakteristik belirti kaşıntı ve tüy dökülmesidir. Bu lezyonlarda tüy dökülmesi kimi zaman kaşınmaya bağlı travma gibi mekanik bir etkiyle dahi şekillenebilir. Ancak bu hastalıklarda genellikle tüyün morfolojik yapısında ciddi deformasyonlar söz konusudur ve kıl follikülleri ileri derecede etkilenebilir. Bu uyuz etkenlerinin tümü kedilerde hastalığa neden olabilir. Ancak otodectes cynotis tarafından oluşturulan kulak uyuzuna kedilerde daha sık rastlanılır. Bu tür özellikle kulak kepçesi ve çevresinde tüy dökülmelerine neden olur. Buna karşın demodex’e bağlı olarak görülen lezyonlar daha yaygındır ve vücudun tüm bölgelerinde rastlamak mümkündür. Dermatophysosis; microsporum ve tricophytosis türü mantarlar tarafından oluşturulan bir deri hastalığıdır. Özellikle ağız ve burun çevresi ile çene altında olmak üzere pati araları ve tırnak çevreside dahil olmak üzere tüm vücutta lokal lezyonlara ve tüy dökülmesine neden olabilir. Persian gibi uzun tüylü ırklarda daha fazla görülür.Pire allerjisi ve buna bağlı tüy dökülmeleri de kedilerde sık rastlanılan problemlerden birisidir. Genellikle karın altı ve bacakların iç taraflarında görülen bu dökülmelerle birlikte kızarıklıkta belirgindir.Ayrıca kedilerde görülen bir diğer tüy dökülmesi nedeni de enjeksiyon allerjisi olarak tanımlayabileceğimiz ve bazı grup ilaçlara karşı derinin gösterdiği allerjik reaksiyonlardır. Kedilerde özellikle glikokortikoid, progesteron enjeksiyonu, droncit veya kuduz aşısının deri altı uygulamaları sonrasında görülebilen lezyonlar sınırlı plaklar şeklinde kalınlaşmalar ve kaşıntı ile belirgindir. Genellikle bu tür dökülmelerde erken dönemlerde uygun bir medikal tedavi sonrasında başarı sağlanabilir ve tüyler yeniden çıkar. Kronik vakalarda ise genellikle ülserleşen bu lezyonların kedilerdeki tedavisinde çoğu zaman operatif olarak hasarlı bölgenin alınması tercih edilir.Kedilerde tüy dökülmesine neden olan önemli faktörlerden birisi de beslenme bozukluklarıdır. Özellikle sürekli karaciğer ile beslenen kedilerde şekillenebilen A vitamini fazlalığına bağlı olarak tüy yapısının bozulması ve tüy dökülmeleri fazladır. Bu dökülmeler genel olarak tüm vücutta görülebilir.Stres tüm türlerde olduğu gibi kedilerde de tüy dökülmesinin sebebi olabilir. Lokal olabileceği gibi yaygın olarak tüm vücutta görülebilen bu dökülmelerin tedavisi ancak strese neden olan faktörlerin ortadan kaldırılması ile mümkündür. Stres kökenli tüy dökülmesine örnek olarak Siyam, Burmese ve Abyssinian ırkı kedilerde davranış bozukluğundan kaynaklanan simetrik tüy dökülmesi verilebilir.Ayrıca doğum sonrası annede görülen tüy dökülmeleri hem hormonal kökenli hemde strese bağlı şekillenen tüy dökülmeleridir. Yavrularda ise doğmasal hipotricosis söz konusudur.Özellikle ileri yaştaki kedilerde gözlenen tüy dökülmelerinin nedeni çoğu zaman tümöral, hormonal ve hyperadrenocortizm gibi sistemik kökenlidir.

Kedilerda Kabızlık

Defekasyon (dışkılama) güçlüğü olan kabızlık, sert ve kuru dışkının kalın bağırsak veya rektumda birikimi veya ilerleyememesi olarak tanımlanabilir. Pek çok nedene bağlı olarak şekillenebilen konstipasyon kedilerde sık karşılaşılan kronik bir sindirim sistemi problemidir. Pek çok sindirim sistemi hastalığının seyri sırasında semptom olarak görülebileceği gibi primer bozukluk olarakta şekillenebilir. Kalın bağırsaklarda dışkının geçişine engel olan her türlü etken konstipasyonun şekillenmesine neden olabilir. Normalde kalın bağırsakların fonksiyonu, bağırsak içeriğinden su ve elektrolitlerin emilimi, daha sonrada kontraksiyonlarla dışkının dışarı atılımıdır. Ancak bağırsaklardan geçişin uzun sürmesi ve bu esnada su ve elektrolitlerin normalden fazla emilmesi sert ve kuru dışkının şekillenmesine ve konstipasyonun oluşmasına neden olur.Konstipasyonun nedenleri beslenme, çevresel faktörler, mekanik etkenler, nörolojik nedenler, bazı ilaçlar ve ağrılı dışkılamaya neden olan hastalıklar olarak sayılabilir.Kedilerde konstipasyona neden olan etkenlerin başında tüy yutma gelir. Yalanarak temizlenme esnasında yutulan kıllar sindirilemez ve yumaklaşarak dışkının ilerlemesine engel olabilir. Bu tür konstipasyonlar özellikle uzun tüylü ırklarda oldukça sık şekillenir. Konstipasyona yatkınlığı söz konusu olan uzun tüylü ve çok yalanan kedilerde kıl yumaklarının şekillenmemesi ve dışkı ile kolay atılımının sağlanabilmesi için malt- soft gibi spesifik ürünlerin veya zeytinyağının günlük olarak kullanılması oldukça faydalıdır.Beslenme de konstipasyon şekillenmesinde büyük rol oynar. Selülozdan fakir gıdalar ile beslenme, yetersiz su içilmesi, sürekli ciğer vermek gibi tek yönlü beslenme, konstipasyonların şekillenmesinde rol oynayan primer nedenlerdir. Bağırsaklardan dışkının geçişine engel olan yabancı cisimler, fıtıklar ve tümörler de kedilerde sık görülen etkenlerdir. Bazen bağırsağa dıştan baskı yapan karın içi tümörleri dahi geçişe engel olarak konstipasyonlara neden olabilir. Ayrıca anüs ve rektumun hastalıkları da konstipasyonun şekillenmesinde büyük etkendir. Böyle bir durumun varlığında ağrı nedeniyle dışkı yapmaktan sakınıldığından dışkının bağırsaklarda bekleme süresi artar ve konstipasyon şekillenir.Omurlara ait deformasyonlar, omurlar arası disk fıtıkları ve yaralanmalar sonucunda bölgeyi uyaran sinirlerin etkilenmesi nedeniyle bağırsakların kontraksiyonunun yavaşlaması veya kaybolması da kedilerde konstipasyonun sık görülen nedenleridir.Kalın bağırsağın son bölümünde genişleme ile karakterize olan idiopathic ve edinsel megakolon olgularında güç ve ağrılı defekasyon dikkat çekici bulgudur.Hastalıkların seyri sırasında da sekunder olarak konstipasyon görülebilir. Özellikle operasyon sonrası uzun süren nekahat dönemleri, genel durumun bozulması ve halsizlikle seyreden ve hastanın uzun süre yatmasına neden olan hastalık hallerinde de defekasyon reflesleri azaldığından konstipasyon şekillenebilir. Kedilerde konstipasyona neden olan psikolojik nedenler de söz konusudur. Taşınma veya ev içinde tuvaletinin yerinin değişmesi, kumunu beğenmeme veya tüylerin anal bölgede birbirine yapışması da kediler için bir konstipasyon nedeni olabilir. Bu gibi durumlarda şartların düzenlenmesi ile kolayca iyileşme olur.Konstipasyonlarda en dikkat çekiçi klinik belirti ıkınmanın var olmasına karşın dışkı yapamamaktır. Başlangıçta az ve ağrılı olan dışkılama zamanla hiç dışkı yapamamak şeklinde görülebilir. Kronik olaylarda sırtın kambur tutulmasıda dikkat çekici bulgulardan biridir. Kronik vakalarda şiddetli ıkınma ve sert dışkı nedeniyle kimi zaman kanlı ve mukuslu bir dışkı görülebilir. Bu durum bağırsak mukazasında şekillenen hasara bağlıdır. Ayrıca iştahsizlik, kusma, halsizlik, dehidrasyon ve genel durumda bozulma da uzun süren konstipasyonlarda görülebilen belirtilerdirKlinik olarak kolay tespit edilebilen bir durum olan konstipasyonlarda dikkat edilmesi gereken konu, ıkınmaya neden olan başka bir nedenin var olup olmadığının tespit edilmesidir. Özellikle sistit gibi üriner sistem hastalıklarında da aynı şekilde aşırı ıkınma ve sık sık tuvalet yapma pozisyonunun alınması söz konusu olduğundan iki durum arasındaki farkın ayırt edilmesi gerekir.Kolay teşhis edilebilen, koruyucu uygulamalar ve diyet düzenlemeleri ile nüksleri önlenebilen konstipasyonlar özellikle kronikleştiği durumlarda oldukça sıkıntı yaratan bir olgudur. Şekillendiği durumlarda vakit geçirmeden veteriner hekim tarafından sertleşmiş dışkının uzaklaştırılması ve uygun görülen tedaviye geçilmesi gerekir. Öğünlerin azar azar sık verilmeside oldukça faydalıdır. Özellikle lifli gıdalar tercih edilmelidir. Tedavisinde asıl nedenin ortadan kaldırılması, bağırsak peristaltiğinin artırılması temel prensiptir. Nükseden olaylarda, özellikle yaşlı hastalarda gerekirse ömür boyu sürgüt ilaçlar besinleriyle birlikte verilmelidir.